15 Ağustos 2013 Perşembe

bilmiyorsunuz


hep ölümü izledin, ölümü okudun, ölümü yazdın, ölümü duydun. ne yazık ki bi kere yaşayacaksın sayın okur*.
sen hiç akşam eve gelmeyeceğinden emin bir şekilde dışarı çıkmadın.
sayın okur,
sen hep ölüme dair filmler izledin, ölüme dair yazılar yazdın ama hep korktun ölmekten.
sen yazmaya geldiğinde en cesuru oldun. yeri geldi karakterlerinin kafasına acımadan sıktın. aslında biliyorsun sen de ölmeyi en güzel ölenlerin yazacağını.
okuma yazma bilmese de küçük çocukların küçük mermilerle öldürüldüğünü düşünen masum bosnalı çocuğun en iyi şair olacağını biliyorsun.
sen sayın okur, sen zulme karşı bir tweet atabilecek kadar cesur olduğunu düşünüyorsun da öleceğini bile bile meydanlara çıkmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun!
sen bilmiyorsun ölenlerle ölündüğünü, her ölenle yeni bir hayat bulduğunu.
öleceğini bile bile meydanlara çıkmak diyorum. hani iki ekmek almaya çıkarsın ya, canını vermeye çıkmak işte anla.
ölmeye gitmek diyorum sayın okur, günde binlerce kez 'canım feda' diyorsun ama evden ölmeye çıkmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun.
"sövene dilsiz dövene elsiz" sözünü çok seviyorsun ama öldürüleceğini bildiğin meydanlarda eline silah almamanın ne demek olduğunu bilmiyorsun sayın okur.
sayın okur!
sen kardeşinin öldüğünü izleyip hiç birşey yapamamanın nasıl birşey olmasını iyi biliyorsun.
ağlama sayın okur, ne sevenler ölür ne de mazlumlar!



*en büyük sayın okur benim!









  "kırtlama çay"              

12 Ağustos 2013 Pazartesi

erkek muhabbeti-4


erkek muhabbeti-4

-çok sıcak lan.
-cehennem daha sıcak.
-cehennemde isyan yoktur.
-ütopyalarda da.
-bu kadar zıt iki diyarda bu kadar büyük bir benzerliği neye bağlıyorsun?
-bu konu beni bağlamıyor şu an.
-seni bağlayan hiçbir şey yok değil mi artist kılıklı.
-var var, hava çok sıcak.
-yakında biter ağustosu da yarıladık.
-2013 de bitiyor, vay be.
-biterse bitsin sanki çok önemli.
-2013 önemli. yaşadığım yıl sayısı onur ünlü’nün yaşadığı yıl sayısının yarısı kadar, bir daha böyle bir sene gelmeyecek.
-kim bu onur ünlü?
-çok taşşaklı adam.
-ne yapar? ne eder?
-senaryo yazar sonra da yönetir. bunların yanında çok sağlam şiir yazar.
-şairse aşıktır da.
-burçak adında bir kızdan bahsediyor ama ben o adamın tek bir kadına aşık olacağını sanmıyorum.
-öküz müsün, abazan mısın? illa birden çok kadın diyorsun.
-illa demiyorum, olabilir diyorum sadece.
-hayat ihtimaller üzerine kurulu zaten.
-“ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim.” diyor şair.
-adamlar nasıl seviyor lan öyle ölümüne.
-“modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum.” diyor başka bir şair.
“ölmek ne garip şey anne…” diyen de var.
-“ölüm dediğin nedir be gülüm. ben senin için yaşamayı göze almışım.” diyen bile var.
-bi’ siktir git yaa. lütfen.

                                             blue

6 Ağustos 2013 Salı

ŞŞŞŞ....SESSİZLİK

            


                                         ŞŞŞŞ.... SESSİZLİK

ilk fişek çağlardan kalma hitabınla ,selam yoldaş
yol hüzün, hüzün uzun
sırlar derin aşk hepimizin be yoldaş.
şimdi sana yoldaş dedim diye bizi şuncu buncu sanacaklar ya
kelimeler hiç kimsenin tek elinde değil bırak sansın ahmaklar.
en afili hallerimizle dolaştığımız sokaklar ve kabak kemancıları şahit olsun
insan olmaktan başka çabamız yok, yok dimi yoldaş.
özgürlüğümüz en büyük kutsalımızdı gem vurulamazdı fikirlere
sessizliğimiz en potansiyel silahımızdı zamanı gelince biz de
doğrularımızı, yanlışlarını söyleyecektik birilerine
gazete ,dergi, kitap...bir bir aynı son da buluştu: şah mat
 mesela turgay'dı bir zamanlar içimize atılan şap.
genciz dimi daha yoldaş ferimiz sönmedi dimi lan
uyan oğlum uyan Üsküdar da deprem oldu
Kız kulesinin karşısında çayımızı içemeyeceğiz
yalan oğlum yalan Fatih iç geçirdi sadece
elimizde sigaralar seni bekleyeceğiz.
kelimeler bazen hedefine ulaşmıyor diye
sendeki bu susmak da niye
tamamını yapamıyorsan tamamını terk....
tamam lan tamam
silahımı kullanma vakti.şşşş.. sessizlik.

*   *  *

dost dostun gönlüne limandır
canın can, yaran yaramdır
ihtimalleri yakın etmek bir zamanlar çabamdı
uzun süreli susmalar yakışmıyordu limanına demirledim
deniz köpükleri gibi kayboldu öfkemiz
âli yataklara kavuştuğundandır belki duruldu deniz...duruldu dimi lan.

*    *   *

uzat omzunu lan ağlayalım
çağıralım bizimkileri oturalım bir ağacın dibine
bir de şarkı söyle bülbül sesinle
sen söyle biz gülelim ,ağlayalım söyleyelim sevelim,sövelim
hayal kurmak gerek bir de ... kur yoldaş
sarı Vosvoslardan bahset, dibinde soğuk sular içeceğimiz Toroslardan
Abdullah Can'dan, bakanlar kurulunda anlatacağımız fıkralardan
yedimiz yan yana yol kenarına...şşşş.... sessizlik

*    *   *

uzunca mektuplar daha anlamlı satırlar daha fiyakalı laflar yakışır sana
napalım oğlum kimse bir denizi anlatamaz ki kendi kabıyla
mektubu sardım şişeye koydum kıyıdan yolladım yoldaş
ulaşır mı bilmem ama aynı yolda olduğunu bilmek yeter adam olana
kelimelerin ulaşamadığı yerde mektuplar nasıl ulaşsın mı diyorsun.. deme.
iman teslimiyettir denizler tuzlu yollar buzlu gökler nazlı ... deme
isyanında ahlakı vardır kafalar düz ,zaman az, kalan iz ... deme
bu olanlar söylemeye çağrıdır yanan mazlumların bağrıdır... de hadi
şşşşş. sessizlik.




                                                                                  blank









5 Ağustos 2013 Pazartesi


erkek muhabbeti-3

-dişleriyle bıyıklarını koparan tek insansın.
-sen de bıyıklarınla dişlerinin arasını temizliyorsun.
-ne kadar iğrenç insanlarız lan biz.
-aslında herkes pis ama itiraf edebilecek kadar cesur değiller.
-cesaret dediğin nedir ki?
-buna inanabilecek kadar güzel bir kızın karşısına geçip “3-4 saattir seni takip ediyorum ve sanırım sana aşık oldum.” diyebilmektir.
-tokat ya da çantayı kafaya yersek?
-tokatta sıkıntı yok da çanta hiç belli olmaz.
-tokat daha fazla rencide etmez mi?
-o çantanın içinde neler olduğunu asla bilemezsin. Küçücük kalem kutusuna 47 tane kalem sığdırabilen insanlardan bahsediyoruz.
-o kızlar eskide kaldı azizim. şimdikilerin kalem kutusu bile yok.
-eski kızları mı daha çok seviyorsun, yenileri mi?
-kızları eski-yeni diye sınıflandırmıyorum.
-nasıl sınıflandırıyorsun peki?
-hiçbir şekilde.
-1’den 10’a kadar yaptığın şey ne?
-heee. o şey. şimdi o... ona bakma sen.
-10 üzerinden 10 verdiğin biri oldu mu hiç?
-yeryüzünde öyle biri yok bence. yıllar önce varmış ama.
-nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
-adamlar dağları delmiş, çöllere düşmüş, yanmış bitmiş kül olmuş.
-eğer o kadınlar 10 numara olsaydı onların özellikleri esas alınıp güzellik profili oluşturulurdu ve belirsiz atasözleri çıkmazdı.
-belirsiz atasözleri?
-sarışının adı esmerin tadı. uzun sokakta kısa yatakta.
-esmer kızları nasıl beğeniyorlar anlamıyorum.
-unutma. bir kız esmer olmasına rağmen güzelse gerçekten çok güzeldir.
-geçenlerde unutmamam gereken bir şey daha söylemiştin. neydi o?
-esmersen güzelsin.
-değilsen?
-daha güzelsin.

                                blue