...
bağdat caddesinin arka taraflarında bir çocuk parkında bankta oturan annelerin sohbetine kulak misafiri olmuştu işsiz günlerinin birinde:
-seninkini hangi kreşe yazdırdın?
-şu amerikan kolejiyle bağlantısı olan bir kreş var ya oraya verdim.
-ayy ben ne yaps am bilemiyorum çocuk büyüdü çok geç kaldım.
-canım çok ihmalkarsın
-çocuğumun ileride iyi yerlere gelmesini istiyorum.
-benim çocuğum amerikada okuyacak büyük adam olacak
iğrenç bi muhabbetti. hayatında hiç büyük hedefleri olmamıştı. başarısızlıklar günlerinin normal akışının bir parçası haline gelmişti. büyük adam olmayı hiç istememişti. üşenirdi zaten büyük işler yapmaya.
parkta oynayan üzerinde planlar yapılan çocuklara baktı. üzüldü. ne kadar da masumlar diye geçirdi içinden. sonra bu düzende büyüdükleri hallerini getirdi gözünün önüne. şimdi birlikte parkta oynayan çocuklar bundan bi 2-3 sene sonra yarıştırılmaya başlayacaktı. 10 sene sonra kendileri yarışacaktı. 15 sene sonra ise birbirlerinden nefret derecesinde bir yarışma içerisinde olacaklardı. belki de böyle olmayacaklardı ama şu an bu şekilde bir sürü insan vardı.
hayatın hep güle oynaya geçmeyeceğini biliyordu ama bu düzenden nefret ediyordu. insanların birbirini kırmasından nefret ediyordu.
ağlayan bir çocuğun ağlamayı bırakıp gözyaşları yanağında gülümsemesi anını tüm bu düzene değişebilirdi.
...

"kırtlama çay" .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder