Devrik Şehrin Kara Kutusu
Yokuş aşağı iniyordum veya
üzerime devriliyordu şehir
Tıkış tıkış bir trendi aklım
kendimden geçti, akşama vardı daha
Ölü hayvan derisinden bir çalgı veya
boğuk boğuk uluyan köpek sesi
yükselip alçalan göğüs kafesimde
icat edildi, çatlamaya vardı daha
Şimdi sorsalar bilmem hangi mevsimde
dikilen ünü az bir çiçekti kalbim
Yapraklarını yolar gibi uzaklaşan
adımlarının
yelinde titredi, boşluğa vardı daha
Susuyordun, öyleyse soğuk bir aşı
Tek kutuplu dünyanda öfkenle ısıtıyordun
Çöpte bir parça ekmek arayandım
Dolanıp duruyordum aklın kıyısında
Deprem sonrası sessizliği
Hayatı ikiye bölen soğuk bir şaka
sanılır
Oysa ben enkaz altından gelen sestim,
gerçektim
Sesimi duyan var mı diye içime seslendim
Annesini bulmuşcasına coşkun
gözyaşlarımı, denize getirdim
Gemileri taşıyan bir annenin
Kendini taşıyamayan çocuklarıydılar
Çoktandır yoktular,
Yol yorgunuydular,
sana bin ışık yılı uzaktılar
Günün çatlayan boşluklarına
Akşam doluyordu.
Görmüyordun ama sustukça
Üzerime devriliyordu şehir
Aynı şehirde kimi ağlıyor kimi gülüyor. Yine aynı şehir senin üstüne devrilirken, onu kucaklıyor. Unutma, eğer aynı Ay'a bakıyorsak daima şans var demektir.
YanıtlaSilHarika bir yazı.
YanıtlaSil