14 Kasım 2013 Perşembe

şehirden duvar yazıları



*iki kez ağırlaştırılmış müebbet alanlar ömürlerinin sonuna kadar hapis yatsalar da cezalarını ödeyemeyeceklerinden, sahici adaleti bulmak için gerçek mizanı bekleme gerekliliği yine su götürmüyor.

*bir ufaklığın ‘’ baba babaa, lütfen durağa yaklaşmadan düğmeye basınız yazıyo burda. nedeeen? ‘’ sorusu akıllı telefonuyla uğraşan işkolik bir baba tarafından yine cevapsız bırakılıyor.

*metronun çıkışında yere diz çöküp blog flütüyle ahmet kaya’nın yakamoz şarkısını çalan on iki yaşındaki kara kuru kız, üzerine para saçılan parlak makyajlı pavyon karılarının göğüsleri kadar ilgi yine görmüyor.

*belediyenin temizlik arabasının yerleri temizlemekten çok egzozuyla siyah dumanlar saçarak havayı kirletmesi belediye sarayından yine gözükmüyor.

*anne oğluna ‘’gitme’’ dediğinde, oğul kabe’ye bile gidiyor olsa aklının anasında kalacağını bir anne  yine bilmiyor.

* anaokuluna giden kırmızı önlüklü henüz utanma yetisini kaybetmemiş bir çocuk, pek çok pek çok sevdiği empati yeteneğini kaybetmiş öğretmeninin oyuncaklarla dolu koca sınıfta onu neden rencide ettiğini yine anlayamıyor.

* burnu ve götü havaya kalkma yarışına girmiş, kendi kibrinde yüzen egoist megalomanlar ölümün olduğu dünyada bir bok kadar değerleri olamadığını yine idrak edemiyorlar.



      ömer faruk y.                                                                                             


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder