24 Kasım 2013 Pazar

yayık ayyaş-1



elinde hiçbir değeri olmayan beş kuruş, akşamki yağmurdan ıslak kalmış bir arabanın zor geçtiği kaldırımsız tek yön yolun kenarından yürüyordu.
bir şeylere anlam yüklemeyi çok severdi. bu anlamsız hayatında anlamlı bir anlam verebildiği tek şey buydu. elindeki beş kuruşu dünyaya, yürümeyi çok sevdiği bu yolu ise hayata benzetirdi. dünyayı elinde oynattığı hayalleri ile hiç araba geçmeyen bu saatte hayatın hakimi olduğu düşüncesinin verdiği keyifle yürürdü genelde bu yolda.
bir de insanlardan korkardı. kimin ne diyeceği, kimin neye kızacağı, kimin neye kırılacağını düşünürken ölme ihtimali başka bir haldeyken ölme ihtimalinden daha yüksekti. insanları bu kadar taktığı için kızıyordu kendine. kişiliği isiliğe dönmüştü.
zaman zaman elini ayağını hissetmeyen insanlar gibi o da kendini hissetmezdi. "insanları siktir etmek lazım" diyen insanları siktir ediyordu. kendi de genellikle kullanırdı bu cümleyi.
her gece aynı yolun sonundaki sahilde aynı bankta oturup aynı seyyar çaycıdan çay içiyordu. bir şeyleri ritüel haline getirmeye de bayılırdı. çünkü hayat ritüelden ibaretti zaten.
beş kuruşu yanından ayırmıyordu. oynayıp duruyordu elinde, parmaklarının arasında gezdiriyordu.
rüyasında doktora gittiğini görmüştü birkaç gün önce. öksürükten gittiği doktor sebebinin özgüven eksikliği olduğunu söylemişti. reçetesine de "günde üç defa tok karnına tanımadığı kişilerle muhabbet" yazmıştı. uyandığında sigara yakmıştı ve doktora "hassssiktir lan ordan" deyivermişti. bir insanı tanımanın büyük aptallık olduğuna inanırdı ve konuşmanın aradaki perdeleri kaldırdığı için daha büyük bir aptallık olduğunu savunurdu hep. o ise tanımadığı insanları uzaktan izler, onların hayatı hakkında tahminler yapardı. hayatındaki en büyük eğlence buydu. yani perdeyi aralamak yerine perdeye yansıyan gölgeleri gözlemlemeyi seviyordu...*











                                                                                                                               "kırtlama çay"                  



-*devamı belki haftaya belki daha haftayadan daha uzak-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder