"kapatıyoruuz"
diye bağırmasıyla uyandım, şimdi ölse hiçbir şey hissetmeyeceğim karga sesli kahvehane sahibinin. "çek git burdan" dedi. bense gitmek üzerine konuşmak istedim onunla, nedense.
aslında onunla alakası yoktu. konuşmak istiyordum. cebimde beş kuruş para yoktu. dayak yiyeceğimi bile bile uzatıyordum lafı: "nerelisin abi?"
sana siktir çeken bir adama nereli olduğunu sormak gibi klasik bi geyiği yapmamak gerektiğini daha önce kimse öğretmemişti.
bir an yunus olasım geldi. ikinci yanağımı uzattım.
kabullenemediğim şeyleri söylemek istemediğim anlardan biriydi. söylemedim.
sevmek istemediğim şeylere sövmek istemedğim anlardan biriydi. sövmedim.
yaşadığımı hissedemediğim bu dünyada, varlığımın tek ispatı olan kimliğimi bıraktım kahveye.
param yoktu.
çıktım.
gitmek istemediğim yerler vardı.
gitmedim.
bir güzele benden nefret ettiğini hissettirmek istemedim. hissetti.
ben sadece küfür ettim. tövbe çektim ardından bozulacak tövbelere bir yenisini eklercesine.
kapattım dükkanı. yüz metre ileriye de taşımadım. devir de etmedim. kapattım.
açmak istemediğim şeyleri kapatmak istemedim.
öldüm.
"kırtlama çay"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder