İKİZ MEŞE TEPESİ
Kedi
sesine irkildi.Yatak gıcırdadı. Tepesi attı.Komutanı gelmiş asker gibi hızla
yataktan kalktı.Seneler önce böyle bir kış gecesi gece vakti bir kuş çığlığına
uyanmıştı.Topuklu ayakkabı ritminde devam edince kuşun sesi yataktan kalkmış,
hırkasını sırtına geçirip bahçeye bakmıştı.Ölmüş kocasının kanlı gözünün birini kuşun elinden zor kurtarmıştı.Telaşlıydı
ama hiç ses çıkarmamıştı.
***
İkiz
meşe tepesinden bir duman yükseldi.Akşamüstüydü.Yorgun insanlar vardı.Ocaklarda
yemek telaşı. Dönen keçiler kokuttu akşamı.Güğümler tıslıyordu.Şehre inen
çocuklar bu sesi kara tren sesi yerine koyup hayallere tıngırdıyordu.
Trenin
içi upuzun odaymış.Köy odası gibi.Bir yerinde soba yanarmış. Gençten adamlar
çay dağıtırmış.Paraylan tabi.Dostlar yan yana bağdaş kurarmış .Ortalıkta
dolaşan çocuklara ihtiyarlar kızarmış.Cami değil ki bu trenden kovamazlarmış.Tren
bebek beşiği gibi sallanır tıngırdarmış.Gebeler ve deliler trene alınmazmış.Gece
oldumu gaz lambaları yanarmış.Ortalık duman is. Çocuklar ağlarmış.Analar
susturmak için memelerini dayarlarmış.Susturamazlarsa zira ağalar beyler çok
kızarlarmış. Dışarıdan sesler gelmiş.Anası tahir'i ünlemiş.Tahir hayalden
uyanmış.Güğüm fokurdamış, kaynamış bir kaç damla suyu sobanın üstüne
bırakmış.Güğümler hiç ağlar mıymış.Tahir dışarı fırlamış.İkiz meşeler
tepesinden aydan düşen bir parça gibi kıpkızıl toptan alevler varmış.
Vah
vahlar geldi, ahlar geldi, ahali geldi, isli koku geldi.Kazmalar kürekler
kondu,bakırlar kovalar kondu.Kasketler çıkarıldı.Yemek istenmedi, çay istendi
birkaç parça ekmek yanına katık edildi..Yorgunluk vardı,zaman dardı, gece
kalkıp tütüne gidilecekti.yangın olmuş salgın olmuş dinlemiyordu ekmek.Köylük
yerde yaşamak karın tokluğuna yaşamak demek.
Anası
babasına sordu. Babası komşuya. Komşu oğluna.Bilmemeler toplandı.İnsanlar
toplandı.Tellallar çığırdı.Analar çığırdı.Ateşler ikiz meşeler tepesine doğru
yollandı.Söndürülen ateşi kendi eliyle ikiz meşeye götürüyor olduklarını kimse
düşünmedi.Tahir ünlendi. Etraf gezildi.Gök karaydı.Yer kapkara.Tahir de karam
derdi anası.En küçüğüydü oğlanlarının. Kayırmazdı ama üstüne ayrı
düşerdi.Okusun karam Tahir'im tapu katibi olsun derdi. Tapu katibi geldiydi de
yazmadıydı anasının bağını üstüne devlet malı dediydi. Tahir'im anamdan kalan
bağımı yazıvercek benim üstüme derdi.
*
* *
Tahir'i
ünledi anası.Gel karam ekmeğini ye dedi.Kaşığı daldırdı tasa.Ablası ağLmaya
başladı.Babası dışarı çıktı.Cigarasını yaktı. Adete sövdü Tahir babası. Babalar
ağlamazdı.Tahir'i okşadı anası.Karam dedi sevdi.Nasihatler tembih etti.Anamın
bağını benim üstüme yaz emi oğlum dedi.Tahir'e sarıldı kokladı.Ablası anasına
bişey diyecek oldu.Komşu kadın kolundan tuttu.Ablası hıçkırdı, dışarı çıktı.Babasına
sarıldı.Yağmur yağmaya başladı. Ablasının babasına dayalı başı ıslandı.Babası
hiç ağlamadı.
Duyulur
oldu köyden şehre.Tahir anası dendi kadına.İsmi oldu sesi oldu gelen giden öyle
bildi kadını.Uzaktan acıyanlar oldu.Yakından okuyanlar oldu.Yanmış koca bir
taşa yemekler yediren su içirmeye çalışan Tahir anasını görenler güldü.Gülenleri
yanındaki cımcırdı.Acıyı hisseden anayı anladı. İrkilen acıdı.Tahir nasıl iyi
mi diye soranlar bu oyuna ortak oldu.Tahir anası hatır soranları sevdi.Bir tas
ayran koydu önlerine.Kara Tahir' in kara talihini ak ayranlarla bildi ahali.
Tahir
anası bir gece kedi sesine uyandı.Ürperdi evvel. Acı çığlıklar attı kuşlar
sonra.Fırladı bahçeye.Telaşlandı.Hiç ses çıkarmadı.Kuşları elleriyle kovaladı.Bir
gözü sağlam kalan kocasının üstüne kapandı ağladı.O gecenin sabahında akıllandı
Tahir anası.Kara taşı evin arkasından aşağı dereye doğru yuvarladı.
blank
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder