12 Aralık 2013 Perşembe

REKLAM PANOLARINA*
            Türkiye de bir takımın taraftarı olmak çok önemli bir meseledir.Hayatının tüm akışını değiştirebilir ya da vereceğin önemli kararları etkileyebilir.Bunun çok uç örnekleri vardır ki kimi zaman güldürebilir ağlatabilir veya yuh artık yok artık gibi tepkilere sebebiyet verebilir.
            Takım tutmak genel olarak genetiktir. Bu klasik genetikten biraz farklıdır. Tutulan takım dayıdan amcadan yada mahallenin etkili göze batan abisinden gelebilir.
***
            Küçük bir çocukken(büyük çocuklarda vardır bilirsiniz) şampiyonlar ligi adında, bunu izlemek uğruna geç yatmamıza izin verilen ve evde herkesin hangisi olursa olsun Türk takımını tuttuğu organizasyonlar vardı.Hala aynı isim altında daha çok para kazanma odaklı ve evde herkesin Türk takımını desteklemesi konusunda anlaşmazlıkların çıktığı bir organizasyon var.
            Şunu net söyleyebilirim ki benim çarşamba öğlen kara trafiğe ve zor şartlara rağmen gittiğim o maç küçük çocukken olandandı.
            Şampiyonlar ligi müziğini duyduğum anda gözlerim yaşardı.Soğuk kış geceleri izlediğimiz o maçlardaki gibi kar vardı ve içimdeki çılgın futbol ateşi patlama yapmıştı.
            Tezahüratlar ve olmazsa olmaz küfürler içimdeki bayram sevincini ortaya çıkardı.Rengarenk vitrinler önünde şaşıp kalan çocuklar gibiydim.Ellerimi uzatsam tutacak gibiydim Buffon'u. Ve Buffon o günlerin yaşandığına tek şahitti sanki. Fakat bende tribünlerin sesine kulak verdim elimi uzatmak yerine el ayak kafa ve beynine dil uzattım. (asla küfür etmem!)
            Tam da bu anlarda bir gürültü koptu bir sallanma hissettim. stadın çatısından sahaya düşen karlar mutluluğun titreşimli halini görüyordu adeta. Futbolu güzelleştiren en güzel şey olmuştu.GOL.
***
            İzlediğiniz filmin burasında hayat aynılaşır duygular tektipleşir. Yan yana olan ve bir birini bir daha muhtemelen görmeyecek olan insanlar 40 yıllık dost gibi sarmaş dolaş olur.Zıplar.Çıldırır. Yüzler acayip hallere girer.
            Hayatı dondurup küçük kesitler alsalar ve onu araçsız çıplak gözle izleseler işte bu anlar gözükür. Alabildiğine şeffaf ve insani.
            Bazen uykuda olmadan da çocukluğa güzel günlere gidilir.
            Bazen tutku o 22 adamın ayaklarıyla teptiğindedir.
            Bazıları bunu anlama da nasiplidir.



*Ertem Şener' in bu repliğini hep sevdik.


ali yasir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder